Ebeveyn Suçluluğu
İnsan Hata Yapabilir, Anneler de…!!
Anne olmak, daha önce deneyimlenmeyen pek çok farklı duygu, düşünce ve davranış içerisinde olmayı da beraberinde getiriyor. Annelerin en büyük isteği çocukları için herşeyin en iyisi; ‘çocuğum okulda başarılı olsun’, ‘çocuğum akıllı, terbiyeli, uslu olsun’, ‘çocuğum herkes tarafından sevilip beğenilsin’, ‘çocuğum özgüvenli, yaratıcı ve özgür olsun’… vs. Tüm bunları gerçekleştirmek isteyen anneler, bu uğurda kendileri için de ‘mükemmel anne olayım, çocuğuma karşı sevgi dolu, sabırlı, anlayışlı bir anne olayım, hiçbir zaman çocuğuma kızıp, bağırmayayım gibi hedefler belirliyor.
Ancak günlük yaşamın getirdiği zorunluluklar nedeniyle ideal çocuk yetiştirme sorumluluğu sekteye uğrayabiliyor. ‘Bir bakmışım istemeden O’na zarar vermişim’, ‘Bağırıp çağırıyorum, O’nu azarlıyorum’, ‘Sinirlenip, vurduğum oluyor’, ‘Sonradan çok pişman oluyorum’, gibi söylemler aslında annelerin istemeden yaptığı davranışların pişmanlığı yansıtıyor. Annelerin çocuklarının istenmeyen davranışları karşısında, onları cezalandırmaları, bağırıp çağırma, tehdit etme gibi tepkiler vermeleri sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Gelişim basamaklarında, çocukların karşılaştığı sorunların birçoğu o döneme ait olan ve annelerin desteğiyle çözümlenebilecek sorunlardır. Çocuğun istenmeyen davranışı karşısında bağırıp çağırmak, şiddet göstermek o an için doğru ve tek çözüm gibi görünüyor olsa da, sonrasında çocukta olumsuz sonuçlar doğurabilir. Olumsuz ebeveyn tutumlarının, çocuklarda psikolojik sorunlara neden olduğu bilinmektedir. Bu nedenle öncelikle çocuğun davranışının altında yatan sebebi anlamaya çalışmak gerekir. Hırçınlığının nedeni belki de sizin ilginizi çekmek içindir veya uyumak istememesi sizi özlediği için olabilir.
Suçluluk duygusu kendi değerlerimizi, ahlaki kurallarımızı ihlal ettiğimiz, vicdanımıza uymayan durumlar karşısında ortaya çıkar. Bu nedenle çocuğa istemediğimiz şekilde davranmak suçluluk duymayı ve sonrasında da pişmanlığı getirir. Aslında pişmanlık duymak, bir bakıma öz kontrol sağlama, durumdan ders çıkarma, olayla ilgili değerlendirme yapma gibi farkındalığa yönelik sonuçlar sağladığında geliştiricidir.
Önemli olan; ‘ne yapıldığı değil, birşey yapıldıktan sonra ne yapıldığıdır’ !!!
Suçluluk duyup, aşırı telafi yöntemlerine başvurmak, çocuğun isteklerine aşırı hassasiyet göstererek her istediğini yerine getirmek veya bunun tam tersi, annenin kendisine olan güvenini yitirerek, çaresiz ve yetersiz hissederek çökmesi, istenmeyen durumun çözümü için uygun yöntemler değildir. Ya da, sanki hiç birşey olmamış gibi davranmak, olduğu gibi devam etmek de uygun değildir. Çünkü bir şeyler oldu… anne ile çocuk arasında istenmeyen bir durum yaşandı.
Hatayı kabul edip, bunu çocuğa göstermek…
Hatalı olduğumuzu düşündüğümüz durumlarda çocuk çok küçük de olsa ‘daha küçük anlamaz’ demeden, hissettiğimiz rahatsızlığı belirterek çocuktan özür dilemeliyiz. Hiç birimiz mükemmel değiliz ve hata yapabiliriz. Bunu kabul ederek çocuğun görmesini sağlamak, çocuğun gözünde ebeveyni küçültmez tam tersine O’nu birey olarak kabul ettiğimizi ve ne kadar çok değer verdiğimizi gösterir.
Ne Sıklıkta Olduğu Önemli!
Çocukların istenmeyen davranışları karşısında annenin sonradan pişmanlık yaşayacağı yöntemlere başvurması ne sıklıkta oluyor? Sıklığı fazlaysa o zaman, bu durumu değerlendirmek gerekiyor.
- Annenin toleransının azlığından m?
- Ebeveyn tutumlarının tutarsız oluşundan mı?
- Beklentilerin çocuğun gelişimine, yaşına ve durumuna uygun olmamasından mı?
- Katı disiplin yöntemlerinin uygulanıyor olmasından mı?
- Annenin sınır koymada etkili yöntemler uygulamıyor olmasından mı?
- Çocuğa disiplin sağlamada zorluklar yaşanması mı?
Ya da başka bir nedeni mi var?
Annelerin, çocukları için sonradan pişman olacakları, istemedikleri davranışı göstermemeleri için; sorunun altta yatan nedenini anlamaya çalışmaları, tekrar aynı durum ortaya çıktığında nasıl bir tutum sergileyeceklerini önceden planlamaları, fevri davranmadan durup düşünerek hareket etmeleri, anne ile çocuk arasındaki ilişkinin zedelenmesini önleyerek, sağlıklı ve güvene dayalı ilişkinin gelişmesini destekler.